Bir dönemin süper güçleri arasında yer alan Osmanlı İmparatorluğu denizlerde neler yaptı? Belirtildiği gibi üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizde karaya bağlı mı kaldık? Barbaroslar ve diğer Türk denizcileri birer korsan mıydı? Bu soruların yanıtını Milli Savunma Üniversitesi’nde ders veren Emekli Deniz Kurmay Albay Halil Özsaraç verdi. Uzunca bir süredir Türk denizciliğini ve Türk akıncı reislerini araştıran Özsaraç, Erhan Özyiğit ile birlikte tarihsel ve bilimsel değeri oldukça yüksek bir yapıta imza attı. Özsaraç, Kocaeli Halk Gazetesi’ni ziyaret ederek ve Eylül ayında çıkan kitabını genel yayın yönetmenimiz Emrah Taştan’a hediye etti. Türkiye’nin milli devletini savunduğu için Kafes, Poyrazköy ve Balyoz gibi FETÖ kumpaslarının hedefi olarak hapis yatan Emekli Deniz Kurmay Albay Halil Özsaraç ile kitabını, Türk denizciliğini, Barbarosları ve Mavi Vatan kavramını konuştuk.
KOCAELİ HALK GAZETESİ - Kendinizden bahseder misiniz? Kimdir Halil Özsaraç?
HALİL ÖZSARAÇ - 1970 Yenişehir-Bursa doğumluyum. Öğretmen olan babamın tayiniyle birlikte 1972 yılından itibaren tüm çocukluğum Karamürsel’de geçti. 1991 yılında Deniz Harp Okulu’nu bitirerek deniz subayı, 2002 yılında da Deniz Harp Akademisi eğitimini tamamlayarak kurmay subay oldum. Gölcük, İstanbul ve İzmir’de konuşlu çeşitli savaş gemilerinde ve karargâhlarda görevler yaptıktan sonra, 5 yıldır Milli Savunma Üniversitesi’nde Deniz Harp Tarihi dersleri veriyorum. Bu yıl, Deniz Kurmay Albay rütbesindeyken emekli oldum.
2009-2010 yıllarında, FETÖ kumpasları nedeniyle Hasdal’da haksız hukuksuz olarak hapis yatırılmış Kemalist deniz subaylarından biriyim. Sizinle de ilk defa o dönemde tanışmıştık ve bu sayede çok yakın arkadaş olduk.
BARBAROS KİTABI
-Gerçekten sizler ve Türk Milleti için çok zor günlerdi. Ancak neyse ki, Türk Ordusu’na kurulan kumpas, siz değerli komutanlarımız ve milletimizin mücadelesiyle çökertildi. Şimdi, bir kitap yazdınız Barbaros Hayrettin Paşa ve dönemiyle ilgili. Türk denizcilik tarihiyle ilgili kitap yazma arzusu nasıl ortaya çıktı?
Günümüz Cumhuriyet Donanması’nda görev yapan tüm deniz subayları, aslında, denizci atalarımızın tarihini çok iyi öğrenirler. Türk denizcilerinin denizlerde yaşadıkları güçlükler, geçmişte de günümüzde de aynı parmak izlerine sahiptirler. Bu nedenle, yeni nesil birer Barbaros olan Türk deniz subayları, atalarından miras kalan denizci tarihten ve denizci kültürden beslenirler.
Bu mayayla yetişmiş yeni nesil bir Barbaros olarak kurmay subay yetiştirmekte kullandığım bilgi birikimimi kitaplaştırmak için emekliliği beklemek niyetindeydim. Ancak, bazı yeni nesil Osmanlı deniz tarihçilerinin, örneğin; Emrah Sefa Gürkan’ın yazdığı “Sultanın Korsanları” kitabı gibi propaganda maksatlı yabancı kaynakların büyüsüne kapılarak Türk denizcilik tarihini hak etmediği şekilde değersiz gösterdiklerini fark edince emekli olmayı bekleyemeden kolları sıvamaya karar verdim. Geçen yıl “Donanmanın Tarihsel Serüveni” ve bu yıl da Ertan Özyiğit’le birlikte hazırladığım “ Barbaroslar: Akdeniz’in Anlatılmamış Hikayesi” kitapları ile bir başlangıç yaptım. Özellikle Türk eğitim sisteminin gençlerimize denizcilik tarihimizi yeterince öğretmemesinden kaynaklanan bir boşluğu kapatmaya çalışıyorum. Bu konuda yapacak çok iş var.
DENİZCİLİK TARİHİMİZİN ÖNEMİ
-Türk denizcilik tarihinin gençlere öğretilmesi neden bu kadar önemli?
Çaka Bey’ den başlayan, Kemal Reis ile uzak denizlere ulaşan ve Barbaroslarla zirve yapan Türk denizcilik mirası, eğilip bükülmedikçe, iyisiyle kötüsüyle yalın gerçekleri ile akıl süzgecinden geçirildiğinden geleceğe rotalar çizmemize yardımcı olacak eşsiz bir deneyimler manzumesidir. Şunu hemen belirtmekte fayda var; “denizciliğe” ve “özverili denizcilerine” önem verip vermemenin anlamı, çocuklarımız için ya “mutlu” ya da “acınası” bir “ortak kader”dir. Her iki durumu da fazlasıyla yaşayan “denizci” atalarımızın tarihi, güncel fikirlerimizle yeniden işlendiğinde, geleceğimize yön verecek eşsiz bir zenginliğe sahiptir.
BARBAROS DİZİSİ
-Bu durumda, danışmanlığını yaptığınız ve TRT1’de beğeniyle izlenen “Barbaroslar: Akdeniz’in Kılıcı” dizisi de Türk denizciliğine de önemli bir katkı sağlıyor diyebilir miyiz?
Elbette… Yapımcısı ES film tarafından 6 ay önce aldığım danışmanlık teklifini, hiç düşünmeden ve büyük bir heyecanla kabul ettim. Bu dizi, çeşitli kurgularla izleyicinin ilgisine uyarlanmış da olsa gençlerimizin denizcilik tarihine ilgisini arttıracağından yeni neslimizin daha da denizcileşmesine katkı sağlayacaktır.
Devletler, denizler üzerinden güç kazanırlar ve ancak denizcileştikleri oranda güçlenirler. Denizlerinden faydalanmayan, denizlerinden korkan ve nesillerine denizci ruh taşımayan toplumlar sömürülmeye mahkûmdurlar. Dünya tarihi bize sömürünün denizler üzerinden yapıldığını göstermektedir. Aynı dünya tarihi bize emperyalizmle mücadelenin de denizler üzerinden yapıldığını göstermektedir. Emperyalizme karşı mücadele veren ilk denizciler de Barbaros Kardeşlerdir. İlginç, değil mi? Biraz daha açıklayayım. İspanya, Avrupa’nın ilk sömürgeci devletlerinden biri olarak ve denizlerdeki muazzam gücünü kullanarak Sahra Üstü Afrika’yı (Mağrip) sömürmeye çalışmıştır. İspanya’nın buralara sömürgeleştirme çabalarında başarısız olmasını sağlayan güç de, yine başka bir denizci güçtü. İşte dünyanın ilk anti-emperyalist mücadelesini veren bu nitelikli ve özverili denizci gücün tam olarak adı da: Barbaros Oruç Reis önderliğindeki Barbaros Kardeşler’di. Dikkat ederseniz, yakınlarda Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Fransızların Cezayir’de sömürgecilik yaptığını itiraf ederken Türklerin de Kuzey Afrika’da sömürgecilik yaptığını iddia etmiş, ama Cezayir ulusu, Fransız iftirasını anında yalanlamış ve hem Barbaros Kardeşlerle hem de Barbaroslardan sonraki akıncı reislerle birlikte sömürgecilerle mücadele ettiklerini bütün dünyaya ilan etmişlerdir. Buradan, emperyalizmle kesin sonuç alan mücadelenin de denizlerde yapıldığı anlaşılmalıdır.
-Son yıllarda Mavi Vatan tartışmalarıyla ilgili neler söyleyeceksiniz?
Geçmişte olduğu gibi günümüzde de sömürülmeye çalışılan Türkiye’nin emperyalizmle kesin sonuçlu mücadelesinin denizlerde olacağına dikkat çekmek istiyorum. Ve bu mücadele alanı o kadar geniştir ki. Evet, Mavi Vatan bizim çocuklarımızın, torunlarımızın hakkıdır ve biz, denizlerdeki hak ve çıkarlarımıza kanımızla da olsa hep sahip çıkacağız. Ama, Mavi Vatan da yeterli değil. Anti-emperyalist mücadele alanımız, kıyılarımızın çevresindeki Mavi Vatan dediğimiz deniz yetki alanlarımızın çok daha ötesindedir. Türkiye’nin anti-emperyalist mücadele alanı açık denizlerdir, tüm dünya denizleridir ve tüm okyanuslardır. Bu geniş çaplı ve özveri gerektiren görev, Türk gençliğinindir; bu görev yeni nesil Barbaroslarımızındır.
Yorum yazarak Kocaeli Halk Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Halk Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Halk Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Halk Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Kocaeli Halk Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Kocaeli Halk Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Kocaeli Halk Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Kocaeli Halk Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.